TÜRBANLI EMOLAR

Öyle laçka bir hal aldınız ki artık…

İçinizdeki şehvet ve sapkınlığı öyle bir boyamışsınız ki yüzünüze…

Cahillik dapdar paçalarınızdan akarken yine o dapdar kafalarınızda taşıyorsunuz tesettürü, haketmeden.

Emolar! bile mazbut kalıyor o gereksiz makyajınıza kıyasla…

Şuh kahkahalarınız tesettürün ve edebin perdesini paramparça ediyor.

Asr-ı saadet hali zaten yok yürüyüşünüzde, ahir raksınızı yapıyorsunuz kıvırtarak.

Ayağınıza giydiğiniz ”Converse” kadar Amerikan ve başınıza taktığınız ”türban” kadar Fransızsınız.

Türban diyoruz çünkü artık ”türban”ı dinden çıkardınız. Aslıyyetine tuz biber ve hıyanet eklediniz ve kimi hadsizlerin salyalı ağzına dolanız.

Girdiğiniz mahalle baskısı, aile baskısı, abi baskısı yarın toprak baskısıyla çıkacak farkında değilsiniz.

Sırf sizin maskaralıklarınız yüzünden savunamaz olduk hicabımızı ve haksızlığa susar olduk.

İşte tam da bu suskunluğumuzu çemkiriyoruz size.

Haykıramadıklarımızı fırlatıyoruz boş bakan gözlerinize.

Kendinize gelin ve haddinizi bilin.

Ya soyunun ya giyinin!…

Gülhanelerde, kayalıklarda, gizlide köşede akıttığınız şehvet miktarınca lanet sizlere…

Çatır çatır çatlamış ar damarlarınıza nar dolsun.

Yıllardır süren türban meseleleri zaten halis inananları yeterince üzmüşken,

şu son bir kaç yıldır piyasaya doluşan modern türbanlılar iyice midemizi bulandırmaya başladı.

Öyleki işi fantazi boyutuna taşıyıp açık olduğu halde sırf daha fazla dikkat çektiği için türban takanlar dahi var.

Uzun topuklular, dize kadar deri botlar vücut hatlarını son raddesine kadar belli eden dar pantolonlar, boğulacakmışçasına sıkılmış türbanlar boyacı dükkanından çıkmış suratlar…

Gördükçe hayretler içerisinde kalıyorum. Dakikalarca durup düşünüp sindirmeye çalışıyorum.

Nedir bunda amaç. Neye niyetle kapandın da kime böyle açıldın diyesi geliyor insanın.

O tesettüre girmekle ifade ettiğin içine dahil olduğun sosyal-dini bir gurup var.

Nasıl ki okula gittiğinde üniforma giyip kıravat takman gerekiyorsa inandığını iddia ettiğin dine girdiğinde uyman gereken bir takım kurallar var. Bir insan olan okul müdürü- öğretmeni dahi seni kurallara uymadığın takdirde okuldan atarken; Nasıl olurda yüce yaradan seni kovmasın huzurundan.

Aslında kızamıyorum da bir yandan. Zira cahillikten ileri gelen bir davranış bu. Neden ve ne için tesettüre girdiğini bilmeden kapanan ve sonra da nefsani arzularını pervasızca gerçekleştiren cahiller.

Fazla söze hacet yok.

Ya soyunun ya giyinin!…